Tuesday, October 11, 2011

arslanpençesi


Aslanpençesi
Alchemilla vulgaris
Bilimsel sınıflandırma
Alem:    Plantae (Bitkiler)
Bölüm:                 Magnoliophyta(Kapalı tohumlular)
Sınıf:      Magnoliopsida(İki çenekliler)
Takım: Rosales
Familya:               Rosaceae(Gülgiller)
Alt familya:         Rosoideae
Oymak:                Potentilleae
Cins:      Alchemilla
L.
Türler
Aslanpençesi (Lat. Alchemilla, arslan pençesi de kullanılır), gülgiller (Rosaceae) familyasından bir bitki cinsidir ve Afrika, Asya ve Avrupa'da yaşayan, özellikle dağlık bölgelerde yaygın olan bir bitkidir. Dağlık bölgelerde çok tüylü şekilleri de vardır. Büyüklüğü ot ile çalı boyutları arasında olur. Çiçekleri küçük ve gösterişsiz olup taç yapraksızdırlar. Çoğalması genelde ve Avrupa cinslerinde neredeyse istisnâsız olarak eşeysizdir. Bin kadar türünden yaklaşık 300'ü Avrupa'da yerli bitkidir. Avrupa'da halk ilacı olarak kullanılagelmiştir. Birkaç türü iyi yem verir, çok azı süs bitkisi olarak yetiştirilir.

Özellikleri
Arslan pençesi, yazları yeşil küçük ila orta boyda çalılar olup iki yıldan fazla yaşar (Alm. ausdauernde Pflanze, İng. perrenial). Otumsu bir bitki olup chamaephyte veya hemicryptophyte'dirler. Eksenleri yerin üstünde ve bazen kısmen odunlaşmıştır. Dallanmaları tek bir eksenden etrafa doğrudur (Alm. monopodial). Ana eksen yatık olur. Filizler genelde tüylü olur, tüyler hiçbir zaman dallanmaz ve çoğunlukla düzdür. Trikomları pek olmaz.
Kökleri
Ana kökleri çimlenmeden kısa zaman internod boyunca ana kökten yeni kökler türetirler (Alm. Adventivwurzeln). Köklenme derecesi zeminin nem oranıyla ve cinsine göre değişir. Kaya yarıklarında yetişen Alpinae cinsinde internod, daha büyük aralarla kökler oluşurken Erectae ve Ultravulgares seksiyonları çok dallı kökleri olur. Pentaphylleae seksiyonunda kökler demetlenmez.
Büyüme ekseni
Dik büyüyen tropik çalılarda eksenler, çiçeklenme dönemi dışında çoğunlukla birbirine benzer. Avrupalı türlerinde olduğu gibi birçok tropik türlerde türlerde yatık gövdenin kalınlaşması, uzun ve kısa filizlerin farklılaşması, türemiş bir özellik olarak görülür (Alm. abgeleitetes Merkmal). Dik büyüme asıl büyüme şekli olarak kabul edilir. Yerde sürünen bitkilerde de büyüme ilk yılda çoğunlukla dik olur. Yetişkin bitkiler de tek tük kısa ve dik tâlî filizler çıkarırlar; bunlar yetersiz köklenmeden dolayı iyi beslenemezler ve dondan dolayı ölürler.
Yaprakları
.Yaprakları dilimli ile parmaklı (Alm. gefingert, İng. digitate) arası olup kenarları tırtıllıdır. Tomurcuklarında yaprakların herbiri bir yelpaze oluşturacak şekilde birkaç kez kıvrımlı olur. Kapanmış yapraklardaki bu yelpaze şeklini açılmış yapraklarda da sık sık görmek mümkündür. Yan yaprakları yaprak sapı veya internodun öbür tarafındakisi ile bitişik olabilir ve Orta Avrupa türlerinin hepsinde görülür. Yan yaprakların tute denilen bir yapılanmaları vardır (Alm. Ochrea, Tute) ve bitişmesi hiçbir zaman tam değildir. Aralarında kalan boşluğa tute ensizyonu adı verilir. Üçüncü olarak görülen bitişiklik, iki yan yaprağın yaprak sapı üzerinden birleşmesiyle olur (birleşirse Alm. Öhrchen sind verwachsen yoksa Alm. Öhrchen sind frei).

Yan yapraklar arslan pençesinde tomurcuk işlevi görerek tomurcuk uçlarını (Alm. Vegetationskegel) ve genç ekseni korur. Burada sınıflandırma açısından konuyla ilgili iki tomurcuk tipi bulunmaktadır:[1] ilk tipte yeni yaprak yüzeyi kendi tutesiyle çevrilmiştir; ikinci tipteyse oluşan yaprak yalnızca ondan önce oluşan yaprağın tutesince çevrilidir, yaprak yüzeyi her zaman tutenin dışında bulunur. Yukarıda açıklanan bitişmenin yanında başka bir koruma şekli de yan yaprakların bazı bölgelerde hızlıca kuruyup birkaç yıl içinde yeni eksenin etrafında çok katlı bir yalıtım kabakası (Alm. Tunika) oluşturur.

Yapraklar, yaprağın tepesinde su yarıklarına (Alm. Wasserspalte) sahiptirler. Bunlardan geceleri sıvı çıkar (Gutasyon).
Çiçeklenme [değiştir]

Çiçeklenmenin asıl şekli olarak Pleiochasium görülmektedir (Alm. armblütige Pleiochasien). Bunlardan gelişimler bir yandan daha büyük çiçeklenmeler oluştururken diğer yandan çeşiti tükenmiş olup bir-iki çiçeklenmelere yol açmıştır. Bütün çiçeklenme kapalı bir tirze (Alm. Thyrse) olup tanzimine göre değişik görünür. Bu görünüşler salkımsı, çift salkımsı vs. olur ve cinsine göre iki ilâ on üyeden oluşur. Tropik çalılarda alt çiçeklenmeler daha göze batar şekildedir (Alm. Basitonie). Aynı şekilde Alpinae ve Pentaphylleae'ler de böyledir. Erectae cinsinin çiçeklenmeleri geniş, diğerlerine nispeten kısa ve huni tarzında yukarıya doğru açılır şekilde olurkem ultravulgares cinsinde daha çok salkımsal ve dardır.
Çiçekleri
Çiçekleri küçük olup sarı veya yeşildirler. Nispeten büyük çiçekler aslî olarak görülür. Bir bitkideki büyük çiçekler altta az çiçekli çiçeklenmelerde, küçük olanları da çok çiçekli çiçeklenmelerdedir. Çiçek çapının üst sınırı beş ilâ altı milimetre kadardır. Erectae cinsinde yedi millimetreyi bulur. Çiçekler dörder tane olup ultravulgares ve pentaphylleae cinslerinde düzenli olarak beşer çiçek (Alm. Endblüte) görülür. Çiçeklenme dallarının sonunda üç ya da iki çiçek de olabilir.
Çiçek çanağı, çanak yapraklarının (Alm. Kelchblatt) bitişmesinden oluşur. Silindrik, çan ya da küp şeklindedir. Boşta kalan uçlar literatürde „çanak yaprak“ (Alm. „Kelchblätter“) olarar adlandırılır. Aynı zamanda az da olsa olan bu bitişmeyle uzun ve serbest çanak püskülleri de (Alm. Kelchzipfeln) her zaman görülür. Bu durum, aslî özellik olarak görlür. (Ender olmayan) dış çanak (Alm. Außenkelch) aslanpençesinde yan yaprak oluşumu (Alm. Nebenblattbildung) olarak değil, çanak yaprakların dışa doğru keseleşmesi olarak yorumlanır. Taç yaprakları yoktur. Dışarıdan içeri doğru dilimsi ya da halka şeklinde bir şişkinlik (Alm. Diskus) vardır ve birkaçı öz su yarıklarından (Alm. Saftspalte) nektar salgılar. Bu salgı uzun parçalar şeklinde salgılanır.
Arslanpençesi  ( Alchemilla vulgaris/arvensis ),halk dilinde  şebnemli ve arslanayağı adıyla da anılır. Genelde, orman ve yol kıyılarında, bayırlarda, yüksek yörelerdeki nemli çayırlarda,ve dağlık bölgelerde yetişir. Güzel bir görünümü olan, 7-9 parmaklı yapraklarının kenarları dişlidir. Oldukça sağlam olan sapı pek yüksek değildir ve pek dikkat çekmeyen sarımsı yeşil yaprakları özellikle Mayıs'tan Haziran'a kadar, ama daha sonraları da görülebilir. Bitkinin yaprakları bazen toprağın üstüne kapanırlar ve sabahleyin yaprağın ortasında bir çiğ damlası görülür. Bin metrenin üstündeki bölgelerde arslanpençesi daha çok gümüş rengindedir ve kireçli topraklarda olduğu kadar, ilk kütle zeminlerinde de yetişir. Her iki bitki cinsi de, çiçek açma zamanında tümüyle, daha sonra ise yalnızca yaprak olarak toplanır ve kurutulur.

    Özellikle kadın hastalıklarına karşı kullanılır. Hıristiyanlığın ilk günlerinden beri Bakire Meryemin adıyla anılmıştır. Arslanpençesi , yalnızca adet görme düzensizlikleri, dölyolları akıntısı, dölyatağı (rahim) şikayetleri ve menopoz çağındaki rahatsızlıklarda rahatlatıcı etkiler yapmakla kalmayıp, ergenliğe geçişte de, civanperçemi ile birlikte kullanıldığında, adet görmeyi düzene sokar. Bazı genç kızlarda adet hallerinin doktorların verdiği ilaçlarla bile başlamaması durumunda, arslanpençesi civanperçemi ile eşit karıştırılarak kullanıldığında, her şeyi yoluna koyar. Arslanpençesi , toplattırıcı olarak da çok etkilidir ve çabuk iyileştirir. Yara ateşlenmesine, apseli yaralara ve ihmal edilmiş çıbanlara karşı, su toplayıcı ve kalp güçlendirici ilaç olarak kullanılır. Diş çektirdikten sonra, arslanpençesi çayı , önerilebilecek ilaçların en başında gelir. Yinelenen gargaralar sayesinde, yara bir gün içinde kapanır. Ayrıca, kas ve organ yorgunluklarında ve kansızlık hallerinde de yardımcı olur. Zor doğum yapan ve düşük yapmaya yatkın kadınlarda, ceninin dölyatağındaki durumunu sağlamlaştırmakta, doğum yaralanmaları ve dölyatağı gevşekliğinde, dölyatağı kasları yorgunluğunda arslanpençesi en önde gelen yardımcıdır. Bu tür kadınlar, üçüncü aydan sonra bitki çayını içmelidirler. O, tüm kadın hastalıklarında kullanılabilen, her derde deva bir ilaçtır ve çobançantası ile birlikte  kullanıldığında, dölyatağı sarkmasında ( prolapsus ) ve fıtıklarda bile yardımcı olur. Bu son iki rahatsızlıkta, elden geldiğince, yeni toplanmış taze aslanpençesinin çayından günde 4 bardak içilmelidir. Ayrıca, belirli bölgelere çobançantası tentürü ile masaj yapılmalıdır . Dölyatağı sarkmalarında (prolapsus), masaja vajinanın üstünden başlayarak, yukarı doğru çıkılmalıdır. Bu durumlarda, aynı zamanda civanperçemi oturma banyoları da yapılmalıdır. Atalarımız bu bitkiyi yara otu olarak, sara ve kırıklarda, içten ve dıştan kullanırlarmış. İşte, çok eski bir bitki kitabından birkaç satır : “Bir insan hasta olduğunda, ister genç ister yaşlı olsun, iki avuç dolusu aslanpençesini bir litre suya atsın ve suyu, içinde katı bir yumurta pişecek kadar kaynattıktan sonra ondan içsin.” Günümüzde bu bitki, çok eski çağlardan beri kanıtlanmış olduğu yerini yeniden almıştır. özellikle İsviçreli Herbalist Künzle belirtiyor : “Eğer bu bitki zamanında ve uzun bir süre kullanılmış olsaydı, kadın hastalıkları ile ilgili ameliyatların üçte ikisine gerek kalmazdı. ”

    Yüksek yerlerde yetişen bitkilerin yapraklarının altı parlak gümüş renginde olur. Bitkinin bu türü özellikle bedende yağ birikimine karşı başarıyla kullanılabilir. Günde  2-3 bardak çay uygundur. Uyku düzensizliği çekenlere de çok yardımcı olur. Şeker ondan sık sık içmelidirler. Banyo sularına arslanpençesi kaynama suyu eklenen güçsüz çocuklar, kısa süre içinde güçlenmeye başlarlar. Bir banyo için 200g kuru bitki kullanılır. Çobançantası bölümünde de belirtilmiş olduğu gibi, arslanpençesi , çobançantası ile birlikte, kas erimesi ve ağır, iyileştirilemez kan hastalıklarına karşı kullanılır. Skleroz’da ( organ sertleşmesi ) da bu çok değerli bitki büyük yardımlar sağlar. Yeni edindiğim bilgilere göre, arslanpençesi çayı, içilerek ve kalp banyolarında uygulanılarak, ağır kalp kası hastalıklarında çok kısa bir süre içinde önemli iyileşmeler sağlıyormuş. Yaradan'ımız, çok değerli bir kayra olarak, her hastalık için bir şifalı bitki yetişmesini sağlamış. Bunun için O'na hiçbir zaman yeterince teşekkür edemeyiz!

Kullanım Biçimleri :
Çay hazırlamak : Yarım tatlı kaşığı kurutulmuş ve ince kıyılmış bitki, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar suyla haşlanır  ve demlenmesi için 5-6 dakika kadar beklendikten sonra süzülür. Günde 2-3 bardak içilir.
Banyo Katkısı : Bir tam banyo için 5-6 avuç dolusu taze bitki veya 200g kurutulmuş bitki, gece boyunca soğuk suda bekletilir. Ertesi gün, kaynama derecesine kadar ısıtılır ve demlenmesi için 5-6 dakika bekledikten sonra süzülür ve banyo suyuna eklenir.
Bitki Lapa Kompresi : Yeterince taze bitki iyice yıkanır, bir tahta tablanın üstünde merdane ile iyice ezilir ve hasta bölgeye uygulanır..

Referanslar:
1- "Gesundheit aus der Apotheke Gottes" "Tanrı'nın Eczanesinden Saglık", Maria Treben
2- Türkiye'de Bitkilerle Tedavi, Prof.Dr. Turhan Baytop, I.U Eczacılık Fak.
http://tr.wikipedia.org/wiki/Aslanpen%C3%A7esi