Gülhatmi (Alcea rosea)
Bilimsel sınıflandırma
Alem: Plantae (Bitkiler)
Bölüm: Magnoliophyta(Kapalı tohumlular)
Sınıf: Magnoliopsida(İki çenekililer)
Takım: Malvales
Familya: Malvaceae(Ebegümecigiller)
Cins: Alcea
L.Bazı türleri
Alcea biennis
Alcea ficifolia - Antwerp hatmisi
Alcea heldreichii
Alcea lavateriflora
Alcea pallida
Gülhatmi (Alcea rosea)
Alcea rugosa
Alcea setosa - Dikenli hatmi
Alcea striata
Alcea sulphure
Hatmi, ebegümecigiller (Malvaceae) familyasından, 60 yakın türü bulunan Alcea cinsinden bitki türlerinin ortak adı.
.Diğer Adları: Halk arasında Hitmiye, Hire, Devegülü, Silindir Çiçeği, Gülhatmi gibi adlarla anılır.
Botanik, ve Kimyasal Özellikleri: Drog, Althaea officinalis (Mal-vaceae) bitkisinin Temmuzdan sonbahara kadar toplanan çiçeklerinin kurutulmasıyla elde edilir. Çiçekler mavimsi, bütün kısımları çok tüylüdür. Dış kalis: 6-9 parçalı olup sivri uçlu, iç kalis ise 5 parçalı olup, dış kalis’e göre daha uzundur. Dış ve iç kalis gümüşi yeşil olup demet tüyleriyle sık örtülüdür. Korella: 5. Katlanmış ve biraz buruşuk. 5 cm.’ye kadar geniş, 4 cm.’ye kadar uzun, yuvarlakça üç köşeli ya da ters kalp biçiminde olup üst ucu kunt, taban kısmında beyaz lekeler vardır. Droğun bileşiminde musilaj, tanen, althein denen renk maddesi bulunur.
Yatıştırıcı özelliği, duyarlı ve çok kuru ciltleri yumuşatmasını sağlar. Bunun için köklerden ve yapraklardan oluşan 30-60 gram bitkiyi sabah ve akşam kullanmak üzere çeyrek litre suda ezin
İbiş kökü
Şifalı kök
Tıbbi kök
Familyası: Ebegömecigillerden, Malvengewâchse, Malvaceae
Drugları: Hatmi kökü; Althaeae radix
“ yaprağı; Althaeae folium
“ çiçeği; Althaeae flus
Hatminin kökü yaprağı ve çiçeğinin sade veya harman çayları ve kökünden natürel ilaçlar yapılır.
Giriş: Hatmi Ebegömecigillerin bir alt grubu olan Hatmigillerden (Althaea) olup bu gruba 30 çeşit dahildir ve bunlarda yine kendi aralarında Hatmigiller (Althaea) ve Gül Hatmi (Alcaea) giller diye ikiye ayrılır. Hatminin eski Yunancada adı Altho yani Şifalı anlamına gelmektedir. İlk defa M.Ö Mısırlılar tarafından ve sonra Romalılar tarafından başta öksürük, bronşit ve mide bağırsak rahatsızlıklarına karşı kullanılmıştır. Vatanının Türkiye, Kafkaslar, Türkistan ve Doğu Karadeniz havzası olduğu ve Hatminin buradan önce Orta Avrupa’ya sonradan ABD’ye kadar yayılmıştır. Rahmetli annem köydeki evimizin arka bahçesinde bir düzine şifalı bitkiler; Hatmi, Sefa çiçeği, Gül Hatmi vb. yetiştirir ve onlardan merhemler, çaylar yapar veya haricen pansuman yapmada kullanırdır. Bir gün ağabeyimle anneme neden hala bu eski kocakarı ilaçları ile uğraşıyor ve zamanını harcıyorsun, artık çok etkili ve tesirli kimyasal ilaçlar var diyerek annemi o güzel uğraşından vazgeçirdiler.
Botanik: Hatmi iki türlü köke sahiptir. Önce çocuk yumruğu gibi bir ana kök (Rhizon) ve ondan çevreye yayılan 10-50cm uzunluğunda 0,5-2cm kalınlığında, kazık köklerden (radix) oluşur. Tıpta da bu kazık kökler (yan kökler) bulunur. Yapraklarının üst yüzeyi açık yeşil, kadife gibi tüylü, alt yüzeyi grimsi yeşil tüylü ve kadife gibi 6-12cm büyüklüğünde, 3-5loplu, orta lop yan loplara göre oldukça büyüktür. Üst yapraklar yumurta şeklinde uca doğru hafif sivricedir. Çiçekleri yaprak diplerinden çıkan bir sap üzerinde, salkım gibi topluca ir arada bulunur ve her biri 3-5cm büyüklüğündedir. Kupa yaprakları genellikle 9 adet olup 4’ü dış, 5’i iç kupa yaprağıdır ve bunların sardığı taç yapraklar ters kalp şeklinde, beyaz ve pembe beyaz renkte üzeri ipek gibi parlak, ortada döllenme tozlukları ile bir göbekten oluşur.
Yetiştirilmesi: Hatmi tohumları Mart ve Nisan aylarında kasalara veya saksılara ekilerek havaların ısınmasıyla Mayıs’ta fideler bahçe ve tarlalara 40-50cm arayla dikilir. Türkiye’nin Marmara, Ege ve Akdeniz bölgesinde yabani olarak yetişir. Diğer bölgelerde de yetiştirmek mümkündür. Nemli çimenlikler, meralar, göl ve gölet çevresi, ırmak kenarları, kumlu, tozlu ve kireçli toprakları sever. Bahçe ve tarlalarda yetiştirmek oldukça kolaydır.
Hasat zamanı: Yaprakları çiçek açtıktan sonra Temmuz ve Ağustos’ta toplanarak kurutulur ve kaldırılır. Nemli yerlerde bulunması halinde veya tam olarak kurutulamamış ise küflenir. Kökleri Ekim ve Kasım aylarında veya Nisan’da topraktan çıkarılan kökler tel fırça ile temizlendikten sonra kurutulur, yıkanmaması gerekir. Şayet suni olarak kurutulacak ise yıkandıktan sonra 50-60˚’de kurutulur. Köklerini iki türlü bulmak mümkündür; a) Kabuğu soyulmuş kökler ve b) kabuklu kökler olmak üzere ve kabuğu soyulmuş olanlar daha kaliteli ve de pahalıdır.
Malesef şifalı bitkiler toplama, kurutma, paketleme ve depolama işlemleri sırasında çok yanlışlar yapılmaktadır. Bitkinin şifalı kısmı yaprak veya çiçekleri ise asla Güneş altında kurutulmaz ve mutlaka gölgede kurutulmalıdır. Ayrıca örneğin bitki 5 günde kurudu ise, 2 gün daha kurumada bırakmak mahzurludur, çünkü birleşimindeki eterik yağları kaybettiğinden kalitesi düşer. Sadece bitki kökleri Güneş’te kurutulur ve kurur kurumaz hemen paketlenip depolanması gerekir. Şifalı bitkilerin Aktarlar’da açıkta satılması kalitesini kısa sürede düşürür ve etkisini oldukca azaltır.
. Kullanılması:
a) Modern kilinik araştırmaları yapılmaları yetersizdir.
b) Komisyon E’nin 02.03.1989 tarih ve 43 nolu Monografi bildirinse göre ağız ve yutak mukozası tahrişine ve kuru öksürüğe karşı kullanılır.
c) Halk arasında başta ağız ve yutak mukozası olmak üzere mide-bağırsaklar, idrar yolları ve nefes yolları mukozalarındaki tahrişleri önler ve bu iltihapların yayılmasını engeller. Tahrişli (yırtıcı) öksürük, kuru bronşit ve ishali önler. Musilaj (zamk) iltihaplı kızarık, mikroplu veya yaralı (ülser) kısmı (iç deriyi) örterek büyümesini, yayılmasını önler. Böylece mikropların yayılmasını önleyerek vücudun savunma sistemini güçlendirir, mikropları daha kısa sürede zararsız hale getirir.
Çayı:
1) Mazerat (soğuk suyla çay hazırlama); ince kıyılmış Hatmi kökünden iki kahve kaşığı bir bardak suya akşamdan konur ve sabahleyin hafif ateşte kaynatılır ise ortaya jelatinimsi musilaj çıkar. Hatmi çayı sade olarak veya diğer çaylarla birlikte içilir.
2) Dekokt; ikinci usül ise ince kıyılmış Hatmi kökünden iki kahve kaşığı demliğe konur. Hafif ateşte karıştırılarak kaynatılır ve de süzülerek ılıması beklenir ve de içilebilir. Hatmi kökündeki musilaj 30-40C˚’de çözülürken nişasta 100C˚’nin üzerinde çözülür.
Bu nedenle Hatmi kökünden üç şekilde çay elde edilebilir.
1) Mazerat
2) Infus
3) Dekokt olmak üzere bunlardan mazerat en yaygın olarak kullanılan türdür.
Çay Harmanları;
Şurubu: 50gr Hatmi kökü 50ml %70’lik etanol, kaynatıldıktan sonra soğumuş 500ml su ile karıştırılarak 6-8sa dinlenmeye bırakıldıktan sonra hafif kaynatılır ve jelatinimsi bir hal alır. Bu jelatin soğuduktan sonra süzülerek 250-300gr bal veya natürel şeker ile karıştırılarak hatmi şurubu elde edilir. bu şuruptan günde 3-4defa 1 yemek kaşığı alınır.
Yan tesirleri: Hatmi kökünün bilinen bir yan tesiri yoktur; şayet yaprak ve kökleri küflenmeden uygun ortamda kurutulmuş ise.
B) Gül Hatmi, Stockrose, Alcea rosea L. (Syn: Althaea rosea L.(CAV))
Familyası: : Ebegömecigillerden, Malvengewâchse, Malvaceae
Drugları: Gül hatminin sadece çiçeklerinden çay ve natürel ilaç yapmak için istifade edilir ve diğer kısımları pek kullanılmaz.
Botanik: Vatanının Balkanlar ve Türkiye olduğu ve buradan Osmanlılar vasıtasıyla 15-16.yy’da önce Avrupa’ya sonrada diğer dünya ülkelerine yayılmıştır. Avrupa’da bir zamanlar oldukça çok yetiştirilen Gül Hatmi 19.yy’da “pucinia malvaceurum” adındaki mantar tarafından hemen hemen yok edilmiştir. Günümüzde ise meraklı bahçıvanlar tarafından özel olarak yetiştirilmektedir. Gül hatmi ırmak kenarları, sulak topraklar ve viranelerde kendiliğinden yetişir. Gül hatmi tohumları ekildiğinin ilk yılında sadece rozet yapraklarını çevresine yayar ve ikinci yıl boyu 3m’yi bulabilir. Yaprakları uzun saplı, 3-7loplu, kenarları kertikli, çok çeşitli formlarda olabilir. Başlangıç kısmı kalp, ortalara doğru loplu ve uçlara doğru hafif sivricedir. Çiçekleri oldukça çok ve farklı renklerde mor, morumsu siyah, eflatun, pembe, kırmızı, sarı veya beyaz olabilir. Taç yaprakları oldukça büyük ve gülün taç yapraklarına benzediğinden Gül hatmi diye anılır. Ortasında topuz şeklinde bir göbek ve bunun etrafında sarımsı döllenme tozluklarıyla donanmıştır.
Hasat zamanı: çiçekleri toplanırken kupa yaprakları ile birlikte toplanır, güneşli bir havada kurtulduktan sonra nem kapmaması için özel kaplarda muhafaza edilir.
Birleşimi: Birleşimindeki maddeler; Musilaj, Tanen, Anthocyan, renk maddesi (antosiyan), mineraller, acı maddeler, nişasta ve phytosferin (Fitosterin) içerir.
Tesir şekli: balgam söktürücü, tahrişi önleyici, hafif ağrı dindirici, iltihapları önleyici ve kramp çözücü özelliklere sahiptir.
Kullanılması: başta bronşit, öksürük, boğaz,, ağız içi ve dişeti iltihapları ve de mide-bağırsak rahatsızlıklarına karşı kullanır. Hatmiye göre daha hafif bir etkiye sahiptir.
Çayı: Hatmi kökü genellikle soğuk su (mazerat) ile hazırlanırken Gül hatminin çiçekleri sıcak su (ınfus) haşlanır ve soğuduktan sonra içilir. Gül hatmi çiçeğinden iki kahve kaşığı demliğe konur ve üzerine 250-300ml kaynar su doldurularak haşlanır ve 5-10dk demlenmeye bırakıldıktan sonra süzülerek içilir.
Yan tesirleri: Bilinen bir yan tesiri yoktur.
Bağırsak florası ve kılcal kan dolaşımı sağlıklı yaşayabilmek için çok önemlidir. Çünkü vitamin, mineral, aminoasit, enzim, glikoz, vb, besleyici maddenin hazırlanması, hücrelere ulaşması ve de mikroplarla mücadele eden makrofaj, T ve B- Hücreleri gibi savunma mekanizmalarının hücre aralarında dolaşması buna bağlıdır.Gökçek İksir'i ile tedavi olmak mümkündür. Tabii doğru beslenirseniz tedavi sürecide o oranda kısalır.Gökçek İksiri vücudu cüruflardan arıtır, iltihaplı hastalıkları iyileştirir ve bağışıklık sistemini güçlendirir.Gökçek Tonik mide-bağırsak rahatsızlıkları, deri hastalıkları ve her türlü alerjiye karşı etkilidir.
Asla peynir yememeli, çünkü asidoza ve iltihaplanmaya sebep olur.Siyah çay, kahve ve kola içilmemeli, çünkü bağırsakları kurutur ve vitamin, mineral ve aminoasitlerin alımını (absorbesini) önler.Alkol ve sigaranın zararları belli kanser, damarların yağlanması vb, artı uzun süre bira içilirse cinsel ikdidarsızlık ve hatta kısırlığa sebep olmaktadır.Sucuk salam sosis gibi et mamullerine 5-6 ay ara vermek gerekir (sade temiz et az yenilebilir) çünkü asidoza sebep olmaktadır.Bu da birçok hastalığın ana kaynağıdır.Akşam yemeği yerine yoğurt, meyve veya salata yenilebilir veya sebze çorbası içilebilir.Hayvansal besinler, patates, tahıl (beyaz pirinç), bakliyat ve hamurlu yiyecekler, özelikle de tatlılar akşam yenirse tam sindirilmez ve zamanla problemlere sebep olur.Ne kadar beyaz pirinç, patates, hamurlu yiyecekler, tatlı yiyecek ve içecekler, o kadar yağ oluşturur.Çünkü nişasta glikoza (şekere) dönüşür, şekerde yağa dönüşerek vücutta depolanır.Şeker ve antibiyotikler bağırsak mantarları çoğaltır, mantarlar ise her türlü hastalığı tetikler.Tatlı deyince akıla baklava, çikolata, dondurma vs gelir, fakat karpuz da tatlıdır ve bu da mantarı tetikler, çünkü aşırı şeker içer.
Kullanılışı: İdrar arttırıcı, ekspektoran olarak kullanılır. Bileşiminde musilaj bulunduğundan dolayı yumuşatıcı etki verir. Bu drog eskiden beri yumuşatıcı olarak kullanılır.
Kaynak:
vikipedi
http://www.baktabul.net/alternatif-tip/125798-hatmi-faydasi-alternatif-tip-tedavisi.html